Acının taraflısını da gördüm.
Bir yanda sözde ülkücüler çözüm süreci adı altında terör örgütü beslendiği gerekçesiyle hükümete yükleniyor, diğer yanda fanatik ana muhalefetçiler hükümete ortak olma fırsatı ellerinden kaçmasın diye sesini çıkarmadan oturuyor, hükümet yalakaları olayı hükümetin terör örgütleri ve aykırı düşünceyle savaşı olarak görüyor, malum partinin destekçileri ülke dışında yeterince kıyamet kopmuyormuş gibi ülke içini karıştırmaya, kutuplaştırmaya çalışıyor.
Kimin kimi tuttuğu, kimin nereden ne çıkarı olduğu, kimlerin hangi saçma vaatlerle bir araya getirildiği hiçbir zaman ilgi alanıma girmemiştir; hepsi lokumu yesinler.
Ama ben acının taraflısını gördüm.
Ateş düştüğü yeri yakar, doğrudur. Ama ben o ateşin dumanını uzaktan görüp ağlayanları gördüm. Ben o ateşin etrafında kutlama yapanları gördüm. Ben gencecik ölümlerin "Örgütlermiş bunlar zaten, yok etmek lazım bunları." diye anlatıldığını duydum. Ben ailesinin gözü önünde vurulan askerlerimize sevinecek cesareti olmadığı için şimdilik susmakla yetinenleri gördüm. Ben ne düşüncelerle kandırılan insanlar gördüm.
Ben, daha 17 yaşındayım.
Madem herkesin tarafı var, herkesin bir sloganı, bir ideolojisi var, kendini ait gördüğü bir görüş var; ben de yanlı olacağım bundan sonra. İnsan yanlısı.
İnsanlar ölüyor, onlar öldükçe biz bölünüyoruz. Biz bölündükçe acılarımız da bölünüyor. Bölecek acımız kalmadı artık. Bırakın içimden geldiği gibi üzüleyim. Böldüğünüz acıları toplayıp yüzünüze vurayım.
Hükümetler insanı yaşatmaz, kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirir. Örgütler insanı hedeflerine ulaştırmaz, asıl hedefe araç olarak kullanır. Siyasi partiler için insan, sandıkta bir oydur sadece. Terör örgütleri, insanı insanlıktan çıkarır. İnsanı insana düşman eder.
Bizler de başarıyla düşman olduk. Ölüsüne, dirisine düşman olduk.
Ne için yola çıktığımızı bilmeden hepimizi içinde cesetlerin yüzdüğü kanlı derelere sürecekler, biz ise o yolda hala sloganlarımızı atıyor olacağız.
Bir yanda sözde ülkücüler çözüm süreci adı altında terör örgütü beslendiği gerekçesiyle hükümete yükleniyor, diğer yanda fanatik ana muhalefetçiler hükümete ortak olma fırsatı ellerinden kaçmasın diye sesini çıkarmadan oturuyor, hükümet yalakaları olayı hükümetin terör örgütleri ve aykırı düşünceyle savaşı olarak görüyor, malum partinin destekçileri ülke dışında yeterince kıyamet kopmuyormuş gibi ülke içini karıştırmaya, kutuplaştırmaya çalışıyor.
Kimin kimi tuttuğu, kimin nereden ne çıkarı olduğu, kimlerin hangi saçma vaatlerle bir araya getirildiği hiçbir zaman ilgi alanıma girmemiştir; hepsi lokumu yesinler.
Ama ben acının taraflısını gördüm.
Ateş düştüğü yeri yakar, doğrudur. Ama ben o ateşin dumanını uzaktan görüp ağlayanları gördüm. Ben o ateşin etrafında kutlama yapanları gördüm. Ben gencecik ölümlerin "Örgütlermiş bunlar zaten, yok etmek lazım bunları." diye anlatıldığını duydum. Ben ailesinin gözü önünde vurulan askerlerimize sevinecek cesareti olmadığı için şimdilik susmakla yetinenleri gördüm. Ben ne düşüncelerle kandırılan insanlar gördüm.
Ben, daha 17 yaşındayım.
Madem herkesin tarafı var, herkesin bir sloganı, bir ideolojisi var, kendini ait gördüğü bir görüş var; ben de yanlı olacağım bundan sonra. İnsan yanlısı.
İnsanlar ölüyor, onlar öldükçe biz bölünüyoruz. Biz bölündükçe acılarımız da bölünüyor. Bölecek acımız kalmadı artık. Bırakın içimden geldiği gibi üzüleyim. Böldüğünüz acıları toplayıp yüzünüze vurayım.
Hükümetler insanı yaşatmaz, kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirir. Örgütler insanı hedeflerine ulaştırmaz, asıl hedefe araç olarak kullanır. Siyasi partiler için insan, sandıkta bir oydur sadece. Terör örgütleri, insanı insanlıktan çıkarır. İnsanı insana düşman eder.
Bizler de başarıyla düşman olduk. Ölüsüne, dirisine düşman olduk.
Ne için yola çıktığımızı bilmeden hepimizi içinde cesetlerin yüzdüğü kanlı derelere sürecekler, biz ise o yolda hala sloganlarımızı atıyor olacağız.
Yorumlar
Yorum Gönder